Açıkçası bu yazıyı yazma nedenim. Şarkıların gerçekten çok güzel seçilmiş olduğu ve dönemi yansıtması. Bence müze yerine, toplama albüm yapsalar şahane olurmuş. kitapçığında neden o şarkıların seçildiğini Orhan Pamuk el yazısı ile yazsa mesela... Devam edeyim. Tabii bir gençlik hikayesi ya bu, partiler olmazsa olmaz. Simon and Garfunkel'in o Orhan Pamuk'un sevdiği şarkıları var kitapta. Hatta bir karakterimiz albüm kapağını çok beğenmiş. Daha sonra Elvis Presley, duyulmasa da bir yerlerde ne yazık ölüm haberiyle romandan akıp geçiyor.
Kitabı okudukça Levent Yüksel'in Zalim klibi aklıma geldi.
Selahattin Pınar'ın Nereden Sevdim O Zalim Kadını, Eski Dostlar ve Ama Sen Arkadaşımın Aşkısın parçalarıda o bizim aşk acımıza dem vuruyor, melodramik ortama tuz ekiyor. Orhan Baba'dan Batsın Bu Dünya'da arada girip, bir hoşluk ta yapıyor. Daha sonra Emel Sayın, Zeki Müren ve Müzeyyen Senar (Benzemez Kimse Sana) anılıyor. Zaten burada ben fena oluyorum. Diyorumki 2 CD'lik bir Masumiyet Müzesi Şarkıları albümü şahane olurdu. Birinde Türkçe olanlar, diğerinde İngilizce. Bunların dışında kurgu karakter Papatya'nın da Kırık Hayatlar şarkısıyla kitaba katkı yaptığını belirtmek isterim. Yazının sonuna gelirsek, beni düşündüren konu Orhan Pamuk'un bu kitabı kime yazdığı. Bence Türkiye'ye yazılmış bir kitap değil. Zaten müze ziyaretçilerinin çoğu yabancıymış. Kısacası, Orhan Pamuk'u başka ülkelerde ağzı açık okuyacak insan çok vardır. Lakin bu takıntılı bir aşkı anlatan melodramik filmi biz çokça görmüştük.